Neolitik Dönem’e ait en eski yerleşimlerden bir tanesi olarak tanımlanan Çatalhöyük, ilk ev mimarisi, ilk manzara resmi, ana tanrıça kültü gibi özgün buluntuları ve inanç eserleri ile insanlık tarihine ışık tutmaktadır. Konya ilinin Çumra ilçesinde yer alan Çatalhöyük, 1958 tarihinde keşfedilmiştir. Çeşitli aralıklarla yapılan bilimsel kazılar günümüzde de kapsamlı olarak devam etmektedir.
Olağan dışı sanatıyla hayranlık uyandıran Neolitik Kent Çatalhöyük’te ilk buluntular MÖ 7400 yıllarına tarihlenmektedir. Çatalhöyük Neolitik Kenti’nin daha uzun olan Doğu Höyüğü, M.Ö. 7400 ve 6200 yılları arasına tarihlenen 18 Neolitik yerleşim katmanından oluşmaktadır. Söz konusu katmanlarda, sosyal örgütlenmeyi ve yerleşik hayata geçişi simgeleyen duvar resimleri, rölyefler, heykeller ve diğer sanatsal öğeler yer almaktadır.
Batı Höyüğü ise M.Ö. 6.200 ve 5.200 yılları arasına tarihlenen Kalkolitik Döneme ait kültürel özellikler göstermektedir. Bu özellikleriyle Çatalhöyük, aynı coğrafyada 2000 yıldan fazla bir süredir var olan köylerden kentsel hayata geçişin de önemli bir kanıtıdır. Çatalhöyük’teki içlerine çatılardan girilen birbirine bitişik evler ile sokağı olmayan yerleşim ünik bir özellik sergilemektedir.
Ortadoğu ve Anadolu’da diğer Neolitik alanlar bulunmuş olmasına rağmen, Çatalhöyük Neolitik Kenti, kalıntıların boyutu, yaşayan toplumun yoğunluğu, güçlü sanatsal ve kültürel gelenekler ve zaman içindeki sürekliliğin benzersiz bileşimi ile olağanüstü evrensel değer taşımaktadır. Yaklaşık 9400 yıllık geçmişi olan höyüğün mimarisi ilgi çekicidir. Bir ailenin evdeki yaşam süresi bittiğinde ev toprakla doldurulmuş, üzerine yenisi yapılmıştır. Yeni evlerin sürekli yapılması ile günümüzde 21 metre yüksekliğe sahip höyük oluşmuştur. Höyük’te 18 yapı katı açığa çıkarılmıştır.
Bina yapımında kullanılan malzeme kerpiç, ağaç ve kamıştır. Tavan üst örtüsü kamış üzerine sıkıştırılmış kil topraktır. Evler tek katlı olup, eve giriş damda açılan bir delikten, merdivenle olmaktadır. Her ev bir oda ve bir depodan oluşur. Odaların içinde dörtgen ocaklar bulunmaktadır. Duvarlar sıvalıdır, sıva üzeri beyaza boyandıktan sonra sarı, kırmızı ve siyah tonlarda resimler yapılmıştır. Orijinal boğa, koç ve geyik başlarının sıkıştırılmış kil ile konserve edilerek duvarlara aplike edildiği anlaşılmaktadır. Bu temaların yanında rölyef halinde insan figürleri ile hayvan figürleri de görülmektedir.
Buradaki, madenciliğin Anadolu’daki başlangıç tarihini Neolitik Dönem’e kadar indirmekte; o dönem insanının toplayıcılık ve avcılığın yanı sıra çiftçilikle de uğraştığını gösteren zengin buluntularıyla dikkat çekmektedir. Çatalhöyük, duvar resimlerinde kent planına yer veren ilk yerleşim merkezidir. Günümüzdeki mülkiyet kavramının o devirde başladığı, pişmiş topraktan yapılmış damga mühürlerle belgelenmiştir.
Çatalhöyük’te bulunan en önemli objelerden bir tanesi de yüksek kabartma ana tanrıça motifleridir. Bunlar, o dönemde dini inançların güçlü bir tanrıça etrafında şekillendirildiğini, eserlerin de tanrısal dişiliğe duyulan saygının izleri olduğunu göstermektedir.
UNESCO Dünya Miras Listesi’ne Alınma Tarihi: 2012
Liste Sıra No: 1405
Listeye Alınma Kriterleri: (II), (IV) Kategori: Kültürel Yeri: İç Anadolu Bölgesi, Konya İli, Çumra İlçesi
3 yorum
Bu yazıyı okurken aklıma bir soru geldi; Çatalhöyük’teki evlerin yapım tekniği ve malzemeleri günümüzdeki mimari ile nasıl bir benzerlik taşıyor? Ayrıca, bu kadar eski bir yerleşim yerinin bu denli detaylı sanat eserlerine sahip olması oldukça ilginç. Yazınız için teşekkürler, daha fazla bilgi edinmek isterim!
Çatalhöyük ile ilgili yazınızı çok beğendim. Mimarisi gerçekten ilginç ama peki hani bu kadar eski bir yerleşim yerinde günümüzde olduğu gibi toplum içindeki cinsiyet rolleri nasıldı? Tanrıça kültü tabi ki önemli ama erkeklerin rolü hakkında ne biliyoruz? Düşüncelerimizi paylaşmak güzel olurdu!
Makaleniz için teşekkürler! Çatalhöyük’ün bu kadar eski bir yerleşim alanı olduğunu bilmiyordum. Peki, burada bulunan kalıntılar başka ne gibi bilgileri ortaya çıkarabilir? İleriye dönük başka analizler yapılacak mı?